İndirilecek KDV’nin Gelir Ve Kurumlar Vergisi Matrahlarının Tespitinde Gider Olarak Kabul Edilmeyeceği
İndirilecek Katma Değer Vergilerinin Gelir Ve Kurumlar Vergisi Matrahlarının Tespitinde Gider Olarak Kabul Edilmeyeceği
Şirketlerde karşılaştığımız bir durumda, İndirilecek Katma Değer Vergisi olarak 191 İndirilecek Kdv olarak muhasebe hesap kayıtlarına alınmış ve işletmelerin 190 Devreden Kdv hesabına intikal ettirilmiş Kdv tutarlarının dönem sonlarında işletmelerde çıkan karın düşürülmesi amacı ile gider ve maliyet unsuru olarak indirilmek istendiğini görmekteyiz.
Zira işletme bu Kdv tutarlarını her ne kadar 191 İndirilecek Kdv olarak kayıtlarına almış olsa da işletmede Ödenecek Kdv çıkmadığı ve herhangi bir yol ile de devreden bu Kdv tutarının idareden mahsuben veya nakden iade alma şansı olamadığı durumlarda, işletmelerde mal ve hizmet alımı esnasında ödenen bu Kdv tutarı bir gider ve maliyet unsuru olarak değerlendirilmek istenmekte ve mal ve hizmetin bir unsuru gibi görülerek maliyet kayıtlarına alınmak istenmektedir. Bu yöntemle de işletmede atıl bir finansman maliyeti olarak değerlendirilen bu tutarlar hiç değilse Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahından indirilmek sureti ile Kurumlar ve/veya Gelir Vergisi avantajı temin edilmek istenmektedir.
Halbuki 3065 sayılı KDV kanununun madde30/d bölümünde hangi hallerde İndirilecek Kdv’nin indirim konusu yapılmayarak Gelir ve/veya Kurumlar Vergisinden indirilebileceği ele alınmış ve bu bağlamda aşağıdaki metine yer verilmiştir;
Aşağıdaki vergiler mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez:
a) Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi,
b) (3297 sayılı Kanunun 10’uncu maddesiyle değişen bent) Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi,
c) (5228 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle değişen bent. Yürürlük: 1.12.2003 tarihinden geçerli olmak üzere 31.7.2004) Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi, (49)
d) Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi.(6728 sayılı kanunun 44 üncü maddesiyle eklenen parantez içi hüküm;Yürürlük 09.08.2016) (5520 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar ile Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine göre işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisi hariç)
(49) (Değişmeden önceki şekli) (4503 sayılı Kanunun 3’üncü maddesiyle değişen bent. Yürürlük: 5.2.2000) c) Deprem veya sel felaketi nedeniyle zayi olanlar hariç olmak üzere zayi olan mallara ait katma değer vergisi. (4503 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) c) Zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi, Olarak belirtilmiştir.
Ayrıca Kdv Kanunu Madde 58 ‘de ise verginin gider olarak dikkate alınmayacağı aşağıdaki metinle belirtilmiştir.
Madde 58 : Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile mükellefçe indirilebilecek Katma Değer Vergisi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez.
Dolayısı ile İndirimi kabul edilen hiçbir Kdv gider ve maliyet unsuru olarak dikkate alınamaz.
Bunu basit bir örnek ile açıklamak gerekir ise Rentacar hizmetleri veren bir işletme kiralama amacı ile aldığı sıfır bir binek otomobili 100.000+Kdv (18.000) =118.000 TL’ye (Ötv vb. diğer vergiler dikkate alınmamıştır) almıştır. Firma bu durumda 18.000 TL Kdv tutarını İndirilecek Kdv olarak dikkate alarak indirim konusu yapacaktır. Firma istese dahi satın alma esnasında ödemiş olduğu Kdv’yi malın maliyetinde bir gider unsuru olarak dikkate alamaz ve Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrahının tespitinde gider ve maliyet unsuru olarak indirim konusu yapamaz.
Ancak firma rentacar firması olmamış olsa idi ise almış olduğu binek araç için ödediği Kdv’yi 3065 sayılı KDV Kanununun madde 30’da sayılan İndirilemeyecek giderler arasında sayıldığı için aynın kanununa ait Madde 58’de yer alan İndirilebilecek Kdv arasında yer almadığı için İndirilecek Kdv olarak indirim konusu yapamayacak ve bunun yerine ödediği Kdv’yi bir gider ve maliyet unsuru olarak dikkate alarak Gelir ve Kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapabilecektir.
Konuya ilişkin olarak TC Danıştay 4. Dairesinin örnek bir kararını da sizinle paylaşmak isterim.
İstemin Özeti : Davacının hissedarı olduğu ve mükellefiyeti sona eren adi ortaklığın indirim yoluyla gideremediği katma değer vergilerini gider hesaplarına aktarılması suretiyle ortaya çıkan zararın davacıya isabet eden kısmının beyan edildiği 2010 yılı gelir vergisi ile 2010/3’üncü dönem geçici vergi beyannamelerinden çıkarılması sonucu ortaya çıkan matrah farkı üzerinden salınan gelir vergisi, geçici vergi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Ankara 4. Vergi Mahkemesi 28.05.2014 günlü ve E:2014/400, K:2014/1152 sayılı kararıyla; 3065 saylı Katma değer Vergisi Kanunu’nun 58’inci maddesinde indirilecek katma değer vergilerinin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin açık hüküm karşısında dava konusu tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak mahsup dönemi geçtiği için geçici vergi aslının terkini gerektiği gerekçesiyle davayı kısmen reddetmiştir.
Davacı mükellefiyetin sona ermesi sonucu indirilemeyen katma değer vergilerinin gider olarak yazılabileceğine ilişkin özelgelerin bulunduğu ve uygulamanın bu yönde olduğunu, bu nedenle tarhiyatın hukuka aykırı düştüğünü; davalı İdare mahkemece terkin edilen geçici vergi üzerinden gecikme faizi hesaplanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Yavuz Şen’in Düşüncesi : Taraflarca temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından taraflar temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince dava dosyası tekemmül ettiği için davacının yürütmenin durdurulması isteminin incelenmesine gerek görülmeyerek işin esası incelenip gereği görüşüldü: Taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, tarafların temyiz istemlerinin reddine ve kararın onanmasına, 15.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Dolayısı ile İşletmelerde İndirilecek Kdv olarak dikkate alınması zorunlu olan ve indirim yolu ile giderilemeyen mal ve hizmet alımları esnasında ödenen İndirilecek Kdv tutarlarının veya daha önceden indirim yolu ile kayıtlara alınmış Devreden Kdv tutarının gider ve maliyet unsuru olarak Gelir ve Kurumlar Vergisinin matrahının tespitinde indirim konusu olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
ABDULLAH GÜNDOĞMUŞ
Optimal Denetim
SMMM / Bağımsız Denetçi
Bir yanıt yazın